06-30-2016, 06:14 PM | #1 |
Senior Member Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 14.126
| Mustafa Kemal Başkomutanlık Durumundayken
Yunanlılar, Batı Cephesi kuvvetlerinin direncini kırmak, TBMM’yi Sevr Antlaşması’nı kabule zorlamak amacıyla temmuz 1921’de geniş çaplı bir saldırı başlattılar; kısa sürede Kütahya ve Eskişehir’i ele geçirdiler. Batı Cephesi birlikleri Sakarya’nın doğusuna çekilmek zorunda kaldı. Bunun üzerine TBMM’de milletvekillerinin çoğunluğu Mustafa Kemal’in ordunun başına geçmesini istedi. Mustafa Kemal, 4 ağustos tarihli gizli oturumda, üç aylık bir süre için TBMM’nin yetkilerim de üstlenmek koşuluyla başkomutanlığı kabul edeceğini açıkladı. Bu, TBMM’de sert tartışmalara yol açtı; ama çoğunluk Mustafa Kemal’in isteğini kabul etti. 10 ağustosta ileri harekata başlayan Yunan kuvvetleri 23 ağustosta Sakarya’daki Türk cephesiyle temasa geçti. 100 km’lik bir cephe boyunca 23 ağustostan 13 eylüle kadar 22 gün ve gece aralıksız devam eden Sakarya Savaşı, Mustafa Kemal’in bizzat komuta ettiği Türk birliklerinin kesin zaferiyle sonuçlandı. 13 eylülde Yunan kuvvederi bütünüyle Sakarya’nın batısına atılmıştı. Savaşın muzaffer komutam Mustafa Kemal’e TBMM kararıyla «müşir» (mareşal) rütbesi ve «Gazi» unvanı verildi. Sakarya Savaşı’ndan sonra Mustafa Kemal, artık taarruz gücünü kaybeden Yunanlıların Anadolu’dan atılmasıyla sonuçlanacak bir taarruzun hazırlıklarım başlattı. Sakarya zaferi dış ilişkilerde de olumlu gelişmelere yol açtı. 13 ekimde Ankara Hükümeti, Moskova aracılığıyla Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’la Kars Antlaşması’nı imzaladı. Bu antlaşmayla bölgedeki sımr sorunları çözümlenmiş oluyordu. Bu antlaşmayı 20 ekimde Fransa ile imzalanan Ankara İtilafnamesi izledi. Bir İtilaf devleti olan Fransa’nın Misakı Milli’yi tanıması ve Anadolu’dan birliklerini çekmeyi kabul etmesi Mustafa Kemal’in dış ilişkilerdeki büyük başarılarından biridir. 31 ekim 1921’de Mustafa Kemal’in başkomutanlık yetkisi TBMM tarafından üç ay daha uzatıldı. Mustafa Kemal, 6 mart 1922’de TBMM’de gizli oturumda taarruz kararında olduklarını, ama hazırlık nedeniyle bu taarruzu ertelediğini açıkladı. Bu arada Dışişleri Bakam Yusuf Kemal’i (Tengirşek) İtilaf Devletlerinin eğilimlerini öğrenmek için Avrupa’ya gönderdi. İtilaf Devletlerinin Ankara Hükümeti’ne Yunanistan’la ateşkes antlaşması imzalaması önerisini geri çevirdi ve Yunan ordusunun Anadolu’dan çekilmesini bir önkoşul olarak öne sürdü. Bu arada taarruz hazırlıkları hızla sürüyordu. Uzun tartışmalar sonucunda Mustafa Kemal’in başkomutanlık yetkisi Meclis tarafından 4 şubat 1922’de üç ay daha uzatıldı.Mustafa Kemal haziran 1922’de taarruz kararını Genelkurmay Başkanı pevzi Paşa’ya (Çakmak), Batı Cephesi Komutam İsmet Paşa’ya (İnönü) ve Milli Savunma Bakam Kazım Paşa’ya (Özalp) açarak hazırlıkları tamamlamalarım istedi. 20 temmuzda başkomutanlık yetkisi bu kez süresiz olarak uzatıldı, ertesi gün cepheye gitmek üzere Ankara’dan ayrıldı. 27/28 temmuz gecesi Akşehir’de taarruz planım komutanlara açıkladı ve görüşmelerde bulundu. 22 ağustosta İsmet Paşa’ya «26 ağustos 1922 sabahı saldırıyı başlatma» emri verdi. Tarihe «Büyük Taarruz» olarak geçen saldırı 26 ağustos sabahının erken saatlerinde, topçu ateşiyle başladı ve hızla gelişti. Büyük Taarruz’un son aşamasım oluşturan 30 ağustostaki Başkomutanlık Meydan Savaşı sonunda düşmamn asıl kuvvederi büyük ölçüde imha ve esir edildi. 1 eylülde Mustafa Kemal imhadan kurtulan Yunan birliklerini izleyen orduya «Ordular; ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!» emrini verdi. Türk birlikleri, 9 eylülde İzmir’e ulaştılar. Mustafa Kemal 10 eylülde İzmir’e girdi ve karargahını şehrin zengin tüccarlarından Uşakizade Muammer Bey’in Karşıyaka’daki köşkünde kurdu. Daha sonra evleneceği, Muammer Bey’in kızı Latife Hamm’ı da bu sırada tanıdı. |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |