05-18-2015, 10:18 PM | #1 |
Senior Member Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 14.126
| VI. Mehmet Vahdettin Hayatı Hakkında Bilgi MEHMET VI VAHİDETTİN Son Osmanlı padişahı (2 Şubat 1861 İstan*bul-16 Mayıs 1926 San Remo). Padi*şahlık dönemi: 1918-1922. Babası Abdülmecit, annesi Gülustu Hanım’dır. Çocukluğu ve gençliği sarayda geçti. Özel öğretmenlerden ders aldı, müzik*le uğraştı. Yusuf İzzettin Efendi’nin ölümü üzerine 1 Şubat 1916’da veliaht oldu. Ağabeyi Mehmet Reşat’ın ölümü üzerine tahta çıktı. (4 Temmuz 1918). Birinci Dünya Savaşı’nın son günlerin*de Avusturya ve Almanya’nın ABD Başkanı Wilson’a başvurarak barış is*temesi, 30 Eylül 1918’de ise Bulgaris*tan’ın Selanik Antlaşması’nı imzalama*sı, Osmanlı Devleti’ni de ister istemez barışa yanaştırdı. Talat Paşa kabinesi çekilince Vahdettin, Ahmet İzzet Paşa’yı sadrazam atayarak (14 Ekim 1918) Mondros Mütarekesi’ni imzala*ması için yetki verdi. Rauf Bey başkanlığındaki Osmanlı heyeti, Limni’nin Mondros Limanı’nda, İtilaf devlet*leriyle ateşkes anlaşmasını imzaladı (30 Ekim 1918). Mondros Mütareke*sinden sonra İtilaf devletleri, kendi güvenliklerini tehlikeli gördükleri yer*leri işgale başladılar. Boğazları işgal ettikten sonra, İstanbul’da askeri bir yönetim kurdular. İtilaf devletlerinden cesaret alan azınlıklar ise, sürekli taş*kınlıklar ve olaylar çıkarmaya başladı*lar. Bu arada kendi aleyhlerinde geliş*melerin arttığını gören İttihat ve Terakki liderlerinden Cemal Paşa, Talat Paşa ve Enver Paşa, İstanbul’dan kaç*mak zorunda kaldılar. Bu üç liderin gitmesi sonucu, İttihat ve Terakki’nin başkentteki durumu zayıfladı. İzzet Paşa’nın istifası üzerine (8 Kasım), Tevfik Paşa’yı sadarete getiren padişah (11 Kasım) İtilaf devletlerinin komiserlerince doğrudan muhatap tanındığı için, sürekli ültimatom derecesinde buyruklar almaya başladı. Vahdettin, meclisi kapatarak yeni seçimlerin barış antlaşmasının imzalanmasından sonra yapılacağını duyurdu. Bu aşamadan sonra İtilaf Devleti komiserleri, sadra*zam ve bakanlarına baskı yapmaya başladılar. Vahdettin, İtilaf devletle*riyle uyuşabilecek karakterde ve İttihat ve Terakki’nin düşmanı olan Damat Ferid Paşa’yı sadrazam yaptı (3 Mart 1919). İstanbul Hükümeti’nin büyük bir acz içinde bulunması, Anadolu ve Rumeli’den vatanseverleri müdafaa-i hukuk cemiyetlerinin kurulması için harekete geçirdi. 29 Nisan 1919’da İtal*yanlar, Antalya’ya işgal ettiler. 15 Mayıs’ta da Yunanlılar İzmir’e çıktılar. İz*mir’in işgali ülkede büyük bir olay ol*du. Ülkenin tüm kentlerinde protesto gösterileri yapıldı. Mustafa Kemal Pa*şa, 9. Ordu müfettişi sıfatıyla 19 Mayıs’ta Samsun’a çıktı. 4-11 Eylül günle*ri arasında gerçekleştirilen ve ülkenin kurtuluşu için yeni boyutlar getiren Er*zurum Kongresi’nden sonra Sivas’ta toplanan Kongre, fiilen kurtuluş sava*şının başlaması sayıldığından İstanbul ile ilişkiler iyice koptu. İtilaf devletleri, 16 Mart 1920’de İstanbul’u işgal ettiler. Vatanın kurtuluşu için çalışan devlet adamlarıyla tanınmış kişileri Malta Adası’na sürdüler. İstanbul’un işgal edildiğini ve Osmanlı İmparatorluğu’na fiilen son verildiğini gören Mustafa Kemal Paşa, Ankara’da 23 Nisan 1920′ de TBMM’yi açarak, ülkenin yönetimi*ni eline aldıklarını duyurdu. Bundan sonra da işgalci devletlere karşı silahlı mücadele başladı. Kurulan ordular, tüm cephelerde düşmana karşı zaferler kazandılar. Büyük Taarruz sonunda, İzmir’in ulusal güçlerce geri alınması üzerine, İtilaf devletleri Mudanya Mü*tarekesi’ni imzalamak zorunda kaldılar ve Refet Paşa, Türk Ordusu ile İstan*bul’a girdi. Refet Paşa, İstanbul’daki hükümetin bir anlam taşımadığını ve saltanatın da İtilaf devletleriyle tüm ilişkilerini kesmesini bildirdi. Ankara Hükümeti, önce Vahdettin’in üzerinde*ki halifelik unvanını saltanattan ayırdı ve saltanatı kaldırdığım bildirdi (1 Ka*sım 1922). Padişah bu durumda Anka*ra Hükümeti’nin isteğine uymak zorun*da kaldı. Halife olarak kalabileceğini umut etmekteydi. Ancak aleyhinde or*taya çıkan gelişmeler sonunda, Malaya adlı bir İngiliz zırhlısına binerek, ülke*yi terketti (17 Kasım 1922). TBMM yerine Abdülmecit Efendi’yi halife seç*ti. Vahdettin, Emir Hüseyin’in çağrısı*na uyarak Mekke’ye gitti. Burada hali*feliğini sürdürmek istediyse de sonuç alamadı. Buradan San Remo’ya geçti ve orada öldü. |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |