buse

Yeni Türkiyenin Doğuşu ve Cumhuriyetin ilanı

Yüzyıllarca süren Anadolu’daki Türk hakimiyeti, Osmanlı Devleti ile iyice perçinlenmişti, ancak 1. Dünya Savaşı sonucu Osmanlı mağlup olunca, yurdumuzun çeşitli bölgeleri işgalci güçler tarafından işgal edildi, ve ardından kurulan milli ordu ile birlikte işgalci güçler yurdumuzdan uzaklaştırılmıştır.
Büyük bir zafer kazanan Atatürk ve arkadaşları önderliğindeki Türk milleti, bundan sonraki dönemde ise tamamen modern, son derece çağdaş, sosyal bir hukuk devleti oluşturma yolunda çeşitli düzenlemeler yapmaya başladılar. Birçok sosyal inkılap bu dönemde gerçekleşmiştir, gerek harf inkılabı ile latin alfabesine geçiş, gerek kılık kıyafet inkılabı, gerek de medeni kanun son derece önemli uygulamalardı. Ancak bunların içerisinde en önemlisi, egemenliği tamamen halka devreden cumhuriyettir.





Cumhuriyet, Atatürk’ün uzun süre üzerinde düşündüğü bir konuydu, çağdaş devletlerin yönetim biçimi olan cumhuriyet ile, halk kendi temsilcilerini kendi seçmekte, ve böylelikle yönetimde doğrudan etkin güç olmaktadır.
29 Ekim 1923 tarihinde cumhuriyet yeni yönetim biçimi olarak ilan edilmiştir. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması noktasında laiklik ilkesi daha uygulanabilir hale gelmiştir. Halifeliğin kaldırılması ile Türkiye Cumhuriyeti tamamen seküler bir yapıya kavuşmuştur, ve günümüzde halen daha birçok ülkede mevcut olmayan tam demokratik, halk egemenliği tabanlı bir sistem getirilmiştir.
Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, herkes seçme ve seçilme hakkına sahip olmuştur. Eskisi gibi monarşi yönetiminde geçerli olan padişah iradesi, babadan oğula geçen iktidar, bu vesile ile tarihe gömülmüştür.