12-08-2015, 10:13 PM | #1 |
Senior Member Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 14.126
| 27 Mayıs 1960 Darbesi ve Nedenleri Sonuçları 27 Mayıs 1960 Darbesi 27 Mayıs Darbesi , 27 Mayıs 1960’da yapılan ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşmiş ilk askerî darbe. Ayrı olarak 27 Mayıs Askerî Müdahalesi , 27 Mayıs İhtilâli veyahut 27 Mayıs Devrimi olarak da anılır. 1950 seneninde iktidara gelen Demokrat Parti’nin ülkeyi gittikçe bir baskı rejimine ve kardeş dövüşüne götürdüğü gerekçelerini ileri sürerek Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde bir grup subay, 27 Mayıs 1960 sabahı ülke idarenine tümüyle el koydu. 37 subaydan oluşan Ulusal Birlik Komitesi bu harekat ile anayasa ve TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’yi feshetti, politik faaliyetleri askıya aldı, Reisicumhur Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes başta olmak üzere bir çok Demokrat Parti’liyi gözaltına alındı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun ve “Kore Kahramanı” Tahsin Yazıcı da gözaltına alınanlar arasındaydı. Ulusal Birlik Komitesi ülke idarenini üstlendi. 3. Silahlı güç Komutanı Orgeneral Ragıp Gümüşpala’nın, şayet darbenin öncüsü kendisinden daha kıdemli değilse Silahlı gücüyle Ankara’ya yürüyüp başkaldırıcıları yakalayacağını söylemesi üzerine darbeden haberi olmayan Emekli Orgeneral Cemal Gürsel Ulusal Birlik Komitesi’nin başına getirildi. Bu darbenin daha sonraki senelerde olan askeri darbelerden farkı, Türk Silahlı Kuvvetleri buyruk kumanda zinciri içinde yapılmamış olmasıdır; nitekim dönemin Genelkurmay başkanı da idareye el koyan askeri güçler tarafından gözaltına alınmıştır. 27 Mayıs’ın nedenleri DP – Silahlı güç ilişkisi Dönemin başbakanı Adnan Menderes Dönemin reisicumhur “Reşad-ı Sani” Celal Bayar1950’li senelerin sonlarına doğru silahlı gücün DP iktidarından hoşnut olmadığını duyan Adnan Menderes’in etrafına “Ben bu silahlı gücü yedek subaylarla da idare ederim” dediği söyleniyordu. Hüsamettin Cindoruk, Yassıada Yargılamaları esnasında Mahkeme başsavcısının Menderes’e bu konuyu sorması üzerine Menderes’in “Efendim ben devleti idare ettim, yedek subaylık yaptım, kendi gücümü biliyorum. Bu silahlı güç yedek subaylarla nasıl idare edilir. Bunu kim uydurmuş?” dediğini belirtmiştir. Kendisinin bu lafı söyleyip söylemediği net olarak bilinmemekle beraber darbeyi hazırlayanların bu sözleri propaganda emeliyle kullandığı bilinmektedir. Bu sözler 27 Mayıs’tan sonra da darbeyi yasallaştırmak için kullanılmıştır. Darbenin nedeninin Menderes hükümetinin uygulamaları ve çıkardığı yasalar olduğu, cunta idaresi tarafından ileri sürülmüştür. MBK’ya göre ihtilal, kardeş dövüşüne bitirmek ve laiklik ilkesine ters uygulamaları durdurmak için yapılmıştır. Ayrı olarak bir hayli subay DP iktidarının Atatürkçü ve laik rejimi tehdit ettiğini düşünmekteydi. Bunların dışında, darbenin iktidarı ananesel seçkin iktidar gruplarına (ordu ile siyasî bürokrasiye) vermek emeliyle yapıldığını öne süren kaynaklar da mevcuttur. Başlangıç mertebesinde sayılabilecek bir ekonomik kriz havasının darbenin etkenlerinden olduğu belirtilmektedir. DP’nin siyasi faaliyet ve kararları DP anayasa ihlalleriyle suçlamaktadır. , Adnan Menderes’in üniversite etraflarına “kara cübbeliler” olarak hitap ettiği ve bunun yayınlanmaması için medyaya yasak koyduğu öne sürülür. Üniversite etrafları ve kimi aydınlar bu tenkitlere destek olurlar. İhtilalden bir ay önce İstanbul Üniversitesi’nde DP karşıtı bir eylem güçlükle bastırılır. Eylemi bastırmakla görevli askerlerin tutumu ordunun da DP’ye cephe aldığını gösterir. Bu olaya tanık olan Ali Fuat Başgil o an, gördüklerini şu şekilde değerlendirir: Tamam dedim. Bu hareket orduya da sirayet ettiğine göre, artık Menderes Hükümeti gitmiştir. Tırmanan olaylardan ve huzursuz ortamdan CHP’yi mesul tutan Demokrat Parti’nin, 2 Ağustos 1958 tarihli bir Meclis grubu deklarasyonu şu şekildeydi: “CHP idarecileri, Meclis ve hükümetin meşruiyet ve istikrarını, şiddet yolu ile tahrip faktörün olası, hem de gerekli olduğu kanınını uyandırmaya müncer olacak, çok tehlikeli bir yola girmişlerdir” DP hükümetinin sansür siyasetleri medyayla olan ilişkilerini de büyük oranda yaralamıştır. Dış siyaset bazlı etkenler Menderes, iktidarının son senelerinde artık Marshall Tasarısı dahilinde Amerika’dan daha fazla kredi alamadığını görmüş ve Seydişehir Aluminyum ve İskenderun Demir-Çelik ve diğer endüstri projelerini kredilendirmek için Sovyetler Birliği ile yakınlaşmaya başlamıştı. Bu amaçla Sovyetler Birliği’ne üst düzey ziyaretler yapılıp, ülkedeki sanayinin gelişmesi için Sovyetlerle yatırım antlaşmaları imza atma hazırlığı yapılmaktaydı. Nitekim, Demokrat Parti’nin devamı olan ve “Demokrat Partisinin C Takımı”, “Hışımlılar” ve “Müfritler” isimiyle hatıralan Adalet Partisi, darbeden yıllar sonra yapılan seçimlerde 1965 seneninde tek başına iktidara geldiğinde, Adnan Menderes döneminde projesi yapılıp da kredi yokluğundan gerçekleştirilemeyen bu projeleri Sovyetler Birliği’nden alınan proje kredileriyle bitirmiştir.[ Bazı iddialara göre ihtilalin arkasında başta AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ olmak üzere Batılı devletler, CIA ve MOSSAD vardır. |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |