12-08-2015, 10:43 PM | #1 |
Senior Member Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 14.126
| Rönesans felsefesi Nedir Rönesans felsefesi, 14. asır sonlarından başlayıp 16. yüzyıl ortalarına kadar geçen dönemde, bilhassa de 15. yüzyılda ortaya çıkan çok istikametli felsefi gelişmeleri adlandırır. Rönesans felsefesi, genel olarak felsefe tarihinde bir geçiş dönemi felsefesi olarak kabul edilir. Bilimde ve düşünce alanında yeni gelişmeler olmaya başlamış, ortaya çıkan yeni perspektifler ve bilgiler rönesans felsefesini, ortaçağ düşüncesiyle yeni çağ düşüncesi arasında köprü rolünü oynamaya yöneltmiştir. Rönesans mana olarak yine doğuş mananına gelmektedir. Avrupa’da gerçekleşmiş olan bir olaydır, ancak bilhassa Batı Roma’nın sürdürücüsü olan Latin bölümünün, bu gelişmeleri sağladığı söylenebilir, yoksa Doğu Roma’nın rönesansın gelişiminde direk bir tesiri veyahut rolü olmamıştır. Batı kültürü ve Batı felsefesi bu dönemde bir manada yine doğmuştur. İlkçağda ve ortaçağdaki düşüncelerin bir tekrar incelenmesi ya da tekrar değerlendirilmesi değil, çok daha kapsamı geniş bir anlamda o vakte kadar tartışılagelen konuların tamamiyle yeni bir biçimde ortaya konulmaları, evvelki çağlardan çok değişik bir insan tipinin ortaya çıkması ve düşünceler geliştirmesi sözkonusudur. Rönesans felsefesi bu arada bir geçiş dönemi felsefesi olduğu için önceki çağlar ile daha sonra iyice barizleşecek olan yeniçağ düşüncesi arasında bir köprü işlevi de görmüştür; böylelikle önceki tartışmalar yeni formlar ve muhtevalarla yeni gelişmelere aktarılmıştır. Rönesans heyecanlı, parçalı ve yaratıcı yeniliklerle dolu bir dönemdir. Tarihsel olarak rönesansın başlangıcını net bir şekilde belirlemek güçtür; bu noktada bir hayli tespit etmeler vardır. Genel olarak bunun için 1517’dekireformasyon’nun başlamasına işaret edilmektedir. Rönesansa tesir eden gelişmelerin 14. asrın sonlarından itibaren görmek olasıdır. Bu dönem kilisenin gücünü hem ekonomik hem de düşünsel manada kaybetmeye başladığı bir dönemdir. Ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeler belirli bir şekilde felsefi gelişmeleri etkilemiş ve bu dönemde yeni sıçramalar göstermiştir. Dinsel otoritenin zayıflamasına paralel olarak rönesansta felsefe, kendini bağımsızlaştırmaya başlamıştır; bunu da deneyi ve aklı öne çıkararak yapmaya çalışmıştır. Böylelikle ortaçağdaki kapalı düşünce biçimi açılmaya ve parçalı bir görünümle çoğullaşmaya başlamıştır. Felsefe din adamlarının tesirinden çıkıp değişik konumlara sahip yazarlar ve düşünürlerin alaka alanında bulunmaya başlamıştır. Kurulan üniversiteler bu bakımdan ehemmiyetli bir rol oynamıştır. Rönesans felsefesi buna bağlı olarak değişik düşüncelerin, felsefe suallerini değişik yollardan değerlendiren felsefe eğilimlerinin varolmasını sağlamıştır. Bu yönelimlerin ortak bir paydası varsa, o da skolastik felsefeye karşı koymak olarak belirtilebilinir. Skolastik felsefe inanç ile bilgi veyahut din ile felsefe arasındaki aitin belirlenmesi konularında açık olmayan bir yol izlemiş, ve bunları birbirlerine indirgemeye yönelmiştir. Orta Çağın sonlarına doğru bu yaklaşım iyice cözülmeye başlamış ve din-felsefe ilişkisi birbirinden uzaklaşmaya yönelmiştir. Felsefe gittikçe bağımsızlaşacak ve rönesansta kendi başına bir güç kazanacaktır. Bilhassa bu kopuşta nominalizmin tesirini belirtmek gerekir. Doğrunun çift nitelikliliği, bilgi itibariyle doğru olmayan bir şeyin inanç itibariyle doğru olabileceği düşüncesi bu dönemde temelendirilmiştir. Böylelikle inanç ile bilginin hudutları net olarak birbirinden ayrıştırılmış olunmaktadır. Skolastiğin son zamanları bu manada rönesans felsefesinin oluşmasının ipuçlarını verir. Bu otonomlaşma süreçlerinin bir parçası olarak fert öne çıkmış, felesefe de insan düşüncesinde mesele olan her şeyin irdelendiği bir disiplin olarak yine ele alınmaya başlanmıştır. Parçalı, renkli, monolitik olmayan rönesans düşüncesi böylelikle ortaya çıkmıştır. |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |