05-23-2015, 09:27 PM | #1 |
Senior Member Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 14.126
| Ergenekon destanı hakkında bilgi ERGENEKON DESTANI. Toplumların sözlü edebiyatında en önemli ürünler olan destan*lar savaş, göç, doğal yıkım gibi olaylar nede*niyle söylenmiş, koşuk biçiminde öykülerdir .Ergenekon Destanı’nda bir savaşta soyları kırıma uğrayan Göktürklerin korunaklı bir yer olan Ergenekon’a sığınma*ları ve burada bir süre yaşayıp çoğaldıktan sonra demirden bir dağı delip buradan çıkışla- n anlatılır. Ergenekon Destanı’nın en eski biçimi Çin kaynaklarında yer almaktadır. Dilimize “Bozkurt Efsanesi” olarak geçen bu söylencelerde Göktürkler’in bir bozkurttan türediği anlatı*lır. Destanın İslam dininin de etkisiyle değiş*miş, daha yakın döneme ait ilk örnekleri13. yüzyıl İlhanlı tarihçisi Reşideddin’in Câmiü’t-Tevarih ve 17. yüzyıl Hive hükümdarla*rından Ebülgazi Bahadır Han’ın Şecere-i Tür- ki adli; yapıtlanndadır. Farsça yazılmış olan Câmiü ‘t- Tevarih ‘te yer alan destanın konusu kısaca şöyledir: Destan Göktürkler’in çok güçlü oldukları, öteki kavim ve boylara korku saldıkları bir dönemde başlar. Bu sırada Türkler’in başında İl Han, Tatarlar’ın başında ise Sevinç Han bulunuyordu. Aralarındaki bütün savaşları İl Han kazanmaktaydı. So*nunda Sevinç Han tüm öteki kavim ve boyları Göktürkler’e karşı birleştirerek İl Han’ın üzerine yürür. Türkler çadır ve sürülerini bir araya toplayıp çevresine hendek kazarak düş*manlarım karşılarlar. 10 gün süren savaşı Göktürkler kazanır. Bunun üzerine Sevinç Han öbür han ve beyleri toplayarak Göktürkler’i ancak hileyle yenebileceklerini anlatır. Erte*si gün Tatarlar çadır ve birtakım mallarını bırakarak kaçarlar. Türkler düşmanlarının güçsüzlükten kaçtıklarını sanarak onları ko*valamaya başlarlar. Ama Tatarlar geri dönüp savaşa girişirler. Sonuçta Türkler yenilir. Düşmanları Türkler’i öldüre öldüre çadırları*na kadar ulaşırlar. Büyükleri kılıçtan geçirip küçükleri tutsak alırlar. Savaşta İl Han’ın biri dışında tüm çocukları kendisiyle birlikte öldürülür. Aralarından bir tek, o yıl evlenen küçük oğlu Kıyan ile yeğeni Negüs ölümden kurtulurlar, ama eşleriyle birlikte tutsak düşerler. Ne var ki, 10 gün sonra ikisi de eşleriyle birlikte kaçar. Yurtla*rına dönerek deve, at, öküz ve koyunlardan kalanları alarak dağlara doğru giderler. Düş*manlarından saklanmak için ancak yabani koyunların yürüyebildiği, bir yarı uçurum, çok dar bir yol bularak yüksek bir dağın boğazına ulaşırlar. Karşılarına içinde akarsular, kay*naklar türlü otlar, çayırlar, meyve ağaçlan, çeşitli av hayvanları bulunan bir yer çıkar. Düşmanlarının ulaşması olanaksız olan bu yeri yurt edinerek Ergenekon adını verirler. Ergene “dağ kemeri”, kon da “dik” anlamına gelmektedir. Ergenekon’da Kıyan ve Negüs’ün soyun*dan gelenler ve sürüleri 400 yıl boyunca öylesine çoğalırlar ki buraya sığamaz olurlar. Sonunda atalarından işittikleri Ergenekon dı*şındaki geniş ve güzel ülkeye gitmeye karar verirler. Önlerine dikilip kendilerine engel olan dağı aşıp geçmenin yollarını aramaya başlarlar. Ama tüm uğraşlara karşın dışarı çıkacak yolu bulmakta başarılı olamazlar. Sonunda bir demirci ustası dağda demir ma*deni gördüğünü, demiri eritirlerse yol açabile*ceklerini söyler. Akla yatkın bulunan bu öneriyi gerçekleştirmek için hemen çalışmala*ra başlanır. Tam 70 yere 70 tane kocaman körük yerleştirilir. Dağın tepesine ve yanları*na yerleştirilen odun ve kömürler ateşlenerek körüklenmeye başlanır. Bu güçlü ateş demiri eriterek bir yüklü devenin geçebileceği kadar yolun açılmasını sağlar. Ergenekon’dan çıkan Göktürkler’in başın*da Börte Çene vardır. Börte Çene bütün boylara haber salarak yurtlarına döndüklerini bildirir. |
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |