05-16-2015, 06:20 PM | #1 |
Senior Member Üyelik tarihi: Apr 2015
Mesajlar: 14.126
| Halit ziya uşaklıgil hayatı ve eserleri hakkında bilgi Halit Ziya Uşaklıgil, yazar (İs*tanbul 1866-ay.y. 1945). İzmir Rüştiyesi’ndeki öğrenimini Fransızca öğre*tim yapılan Katolik okulunda sürdür*dü, özel derslerle yabancı dil bilgisini geliştirdi, Fransızca öğretmenliği yap*tı, Osmanlı Bankası’nda çalıştı, dergi ve gazete işini deneti {Nevruz, 1884; Hizmet, 1886). Reji örgütünün (tütün tekeli) başkâtiplik göreviyle İstanbul’a geldi (1893), öykü ve romanlarıyla Servetifünun topluluğunda yer aldı (1896-1901). Servetifünun dergisinin kapatılışından İkinci Meşrutiyet’e uza*nan suskunluk yıllarında eserlerinin dilini yalınlaştırmaya çalıştı. Yeşilköy1 de yaptırdığı köşküne yerleşti (sessiz*lik ve bahçe çalışması, çiçeklerle ya*kından dostluk, yaşamının hiç vazge*çemediği ilişkilerinin başlarında gelir). Meşrutiyet ile birlikte hızlı ve verimli bir yazı yaşamının içine katıldı (1908), Sabah gazetesinin edebiyat bölümünü yönetti, son romanını tefrika ettirdi (Nesli Ahir: Son Kuşak; Sabah’da 7 Eylül 1908-18 Mart 1909, 149 tefrika, hiçbir zaman kitaplaşmadı). Darülfünun’da (İstanbul Üniversitesi) dersler okuttu, V. Mehmet Reşat’ın padişahlı*ğında (27 Nisan 1909-3 Temmuz 1918) dört yıla yalan sarayda başkâtip olarak görev yaptı (1909-1912 Tem*muz). Sonunda hiçbir memurluk kabul etmediği yalnızlığa çekildi, anılarını yazdı. (Kırk Yıl, 5 cilt, 1936, 6. cilt 1969; Saray ve Ötesi, üç cilt, 1940- 1942; Bir Acı Hikâye 1942), edebiyat üzerine yazdıklarını ayıklayıp kitaplaş*tırdı (Sanata Dair, 3 cilt, 1938-1955), öykü ve romanlarının çok ağır ve ya*bancı tamamlamalarla dolu eski anlatı*mım yalınlaştırmayı sürdürdü. Uşaklıgil bir büyük kent romancısı ol*du. Efendi yaratılışı, görgü ve incelik kurallarına düşkün tutumu, yaşam gerekçelerinin bir bölümünden uzakta kalmasını gerektiren yüksek zümre yaşayışıyla gözleminin konuları, hep kendi çizgisiyle buna eş yaşamların betimlenmesine yöneldi. Aşk-ı Memnu’yu Mai ve Siyah’tan çok beğendiğini, Kırık Hayatları ise öteki ikisinden daha iyi ya da daha az kötü bulduğunu söyleyen kendisidir. En de*ğerli bu üç romanında da düş gücü hiç işe karışmamıştır. Gerçekte Halit Ziya, Tanpınar’ın nitelemesiyle ‘romancı muhayyelesine’ sahip ilk yazarımızdır; bunun için de eserinde masal gelene*ğinden, romantik ürünlerden gelen hiç*bir gerçek dışı öğeye yer vermez. Gün*lük yaşam, en doğal toplumsal ilişkiler çevresi olan aile, iyi gözlenmiş ve ti*pik yanlarının bileşimiyle canlandırıl*mış kahramanların genellikle kendi yarattıkları sorunlar içinde bütün man*tıklı olasılıkların- kabul edileceği bir tutarlılıkla geliştirilmiştir. İstanbul’un aydın ve seçkin katlarını konu almıştır. Kişilerin ruh çözümlemeleri de gerçe*ğe uygundur. Yaşadığı ve bulunduğu olanakların dışına çıkmaya özellikle dikkat eder. Böylece eserlerinde 19. yüzyılın sonu İstanbul’unun yüksek kentsoylu yaşamı görünür. Yukarıda anılan uzun öykülerinden başka tek ör*nek içeren başka kitapları da vardır. Bu değişimin temel nedeni, Halit Ziya’ nın belli bir süre hiç emek vermeksizin edebiyattan tümüyle uzaklaşmış olma*sıdır. Uşaklıgil, 35 yaşından sonra ro*man yazamadı. Sabah’ta tefrika olarak kalan Nesl-i Ahîr’i hiçbir zaman kitaplaştıramadı, Servetifünun tefrikası Kı*rık Hayatları (Mayıs-Şubat 1901- 1902) ancak 1924’te kitaplaştırmaya vakit bulacak, yalınlaştırarak 1944’te yeniden yayımlatacaktır. Böylece dil konusuna uyarlamaya ne kadar çaba gösterirse göstersin, Serviti fünun’dan yola çıktığı için Cumhuriyette artık ve*rimli ve doğurgan olamadı.
|
Bookmarks |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |